Share

Yayılıcı gül dikimi ve çoğaltılması

Daria · 08.06.2025.

Yayılıcı güller, bahçelerde geniş alanları kaplayan, adeta bir çiçek halısı gibi görünen muhteşem bitkilerdir. ‘The Fairy’ gibi popüler bir çeşidin dikimi ve çoğaltılması, doğru teknikler uygulandığında oldukça tatmin edici sonuçlar verir. Başarılı bir başlangıç, bitkinin gelecekteki sağlığı ve performansı için bir temel oluşturur. Bu süreç, sadece toprağa bir fidan yerleştirmekten çok daha fazlasını içerir; doğru yerin seçilmesi, toprağın özenle hazırlanması ve dikim sonrası ilk bakım adımlarının dikkatle atılması gerekir. Çoğaltma ise mevcut bitkilerinden yeni güller elde etmenin ekonomik ve keyifli bir yoludur, bu da bahçeni daha da zenginleştirmeni sağlar.

Dikim sürecine başlamadan önce, planlama yapmak en önemli adımdır. Yayılıcı güllerin tam potansiyellerine ulaşabilmeleri için yeterli alana ihtiyaçları vardır. ‘The Fairy’ çeşidi, zamanla geniş bir alana yayılarak toprağı örtecektir, bu nedenle dikim yaparken nihai boyutunu göz önünde bulundurmalısın. Bitkileri birbirine çok yakın dikmek, hava sirkülasyonunu engelleyerek mantar hastalıklarına davetiye çıkarabilir. İdeal dikim aralıklarını belirlemek, hem bitkilerin sağlıklı gelişimi hem de bahçenin estetik görünümü açısından kritik bir rol oynar.

Toprak hazırlığı, dikim başarısının temelini oluşturur. Güller, besin açısından zengin, iyi drene olan toprakları severler. Dikim yapacağın alanı derinlemesine kazmak ve toprağı organik maddelerle zenginleştirmek, köklerin kolayca gelişip yerleşmesine olanak tanır. Kompost veya iyi yanmış çiftlik gübresi gibi materyaller, toprağın yapısını iyileştirir, su tutma kapasitesini artırır ve genç bitkiye ihtiyaç duyduğu besinleri yavaş yavaş sağlar. Bu özenli hazırlık, bitkinin dikim şokunu daha kolay atlatmasına ve hızla yeni evine adapte olmasına yardımcı olur.

Çoğaltma yöntemleri, bahçıvanlara sevdikleri gül çeşitlerini koruma ve yayma fırsatı sunar. Yayılıcı güller için en yaygın ve etkili çoğaltma yöntemleri çelikle ve daldırma ile üretimdir. Her iki yöntem de ana bitkinin genetik özelliklerini taşıyan yeni bitkiler elde etmeni sağlar, böylece çiçeklerin rengi, şekli ve kokusu aynı kalır. Bu teknikler, biraz sabır ve dikkatle herkesin uygulayabileceği kadar basittir ve kendi güllerini üretmenin verdiği başarı hissi paha biçilmezdir.

İdeal dikim zamanı ve yer seçimi

Yayılıcı güllerin dikimi için en ideal zaman, bitkinin dinlenme döneminde olduğu sonbahar sonu veya ilkbahar başıdır. Sonbaharda yapılan dikimler, köklerin kış boyunca toprağa yerleşmesine ve ilkbaharda güçlü bir başlangıç yapmasına olanak tanır. Ilıman iklimlerde bu genellikle en çok tercih edilen yöntemdir. Soğuk kışların yaşandığı bölgelerde ise, don tehlikesi geçtikten sonra ilkbaharda dikim yapmak daha güvenli bir seçenektir. İlkbahar dikimi, bitkinin tüm büyüme sezonu boyunca köklenip güçlenmesi için zaman tanır. Yazın sıcak aylarında dikim yapmaktan kaçınılmalıdır, çünkü yüksek sıcaklık ve yoğun güneş ışığı bitki üzerinde aşırı stres yaratabilir.

Yer seçimi, gülünün uzun vadeli sağlığı için vereceğin en kritik kararlardan biridir. ‘The Fairy’ gülü, bol çiçek açabilmek ve sağlıklı kalabilmek için günde en az altı saat doğrudan güneş ışığına ihtiyaç duyar. Sabah güneşi özellikle önemlidir, çünkü yaprakların üzerindeki çiyin hızla kurumasını sağlayarak mantar hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur. Güneş ışığının yanı sıra, iyi hava sirkülasyonu olan bir yer seçmek de aynı derecede önemlidir. Binaların köşeleri veya sık bitki örtüsünün olduğu havasız noktalar, hastalıkların gelişmesi için uygun bir ortam yaratır.

Toprağın drenaj kapasitesi de yer seçiminde önemli bir faktördür. Güller, köklerinin sürekli su içinde kalmasından hoşlanmazlar; bu durum kök çürüklüğüne ve bitkinin ölümüne yol açabilir. Dikim yapmayı planladığın alanda suyun birikip birikmediğini gözlemlemelisin. Bunu test etmek için basit bir yöntem, yaklaşık 30 cm derinliğinde bir çukur kazıp içini suyla doldurmaktır. Eğer su birkaç saat içinde çekilmezse, o bölgenin drenajı zayıf demektir. Bu durumda, ya toprağı organik maddelerle iyileştirerek drenajı artırmalı ya da yükseltilmiş bir yatak oluşturarak dikim yapmalısın.

Son olarak, bitkinin gelecekteki boyutunu ve yayılma alanını düşünerek planlama yapmalısın. Yayılıcı güller, adlarından da anlaşılacağı gibi, zamanla geniş bir alanı kaplarlar. Diğer bitkilerle, yürüme yollarıyla veya yapılarla aralarında yeterli mesafe bırakmak, hem bitkinin doğal formunda gelişmesine izin verir hem de ileride bakım ve budama işlemlerini kolaylaştırır. Dikimden önce bitkinin etiketindeki büyüme alışkanlıkları ve nihai boyut bilgilerini dikkatlice okumak, doğru planlama yapmana yardımcı olacaktır.

Toprak hazırlığı ve dikim aşamaları

Başarılı bir dikim için toprak hazırlığı hayati önem taşır. Dikim yapacağın alanı seçtikten sonra, en az 40×40 cm genişliğinde ve derinliğinde bir çukur kazarak işe başlamalısın. Çukur ne kadar geniş ve derin olursa, köklerin yeni yuvasına yayılması o kadar kolay olur. Çukurdan çıkardığın toprağı bir kenara ayır ve bu toprağı üçte bir oranında iyi yanmış çiftlik gübresi, kompost veya torf gibi organik materyallerle karıştırarak zenginleştir. Bu karışım, toprağın hem besin değerini artıracak hem de yapısını iyileştirerek havalanmasını ve su tutmasını sağlayacaktır.

Fidanı dikime hazırlamak da önemli bir adımdır. Eğer çıplak köklü bir fidan dikiyorsan, dikimden birkaç saat önce kökleri bir kova suya koyarak canlanmalarını sağlamalısın. Kırık veya hasarlı kökleri temiz bir budama makasıyla kesebilirsin. Saksılı fidanlarda ise, fidanı saksıdan çıkarmadan önce toprağını iyice sulamak, kök topunun dağılmadan çıkmasını kolaylaştırır. Fidanı saksıdan çıkardıktan sonra, birbirine dolaşmış kökleri parmaklarınla nazikçe gevşeterek yeni toprağa daha kolay adapte olmalarını sağlayabilirsin.

Dikim işlemi sırasında, fidanın aşı noktasının (gövdenin kökle birleştiği şişkin kısım) doğru seviyede olmasına dikkat etmelisin. Soğuk iklimlerde, aşı noktasının toprak seviyesinin yaklaşık 5 cm altında kalması, onu kış donlarından korur. Ilıman iklimlerde ise aşı noktasının toprak seviyesiyle aynı hizada veya çok az üzerinde olması yeterlidir. Hazırladığın zenginleştirilmiş toprağın bir kısmını çukurun dibine bir tepecik şeklinde yığ ve fidanın köklerini bu tepeciğin üzerine yayarak yerleştir.

Fidanı doğru derinliğe yerleştirdikten sonra, çukuru hazırladığın toprak karışımıyla doldurmaya başlayabilirsin. Toprağı doldururken, köklerin etrafında hava boşlukları kalmaması için her katmanda hafifçe bastırarak sıkıştırmalısın. Çukur tamamen dolduğunda, bitkinin etrafında küçük bir sulama havzası (çanak) oluştur ve bolca su ver. Bu ilk sulama, yani “can suyu”, toprağın köklerin etrafına iyice yerleşmesini sağlar ve bitkinin dikim şokunu atlatmasına yardımcı olur. Dikimden sonraki ilk birkaç hafta boyunca toprağın sürekli nemli kalmasına özen göstermelisin.

Çelikle çoğaltma tekniği

Çelikle çoğaltma, yayılıcı gülleri çoğaltmanın en popüler ve güvenilir yollarından biridir. Bu yöntem için en uygun zaman, genellikle yaz ortasından sonuna kadardır. Bu dönemde alınan yarı odunsu çelikler, yani o yılki sürgünlerin alt kısımlarının odunlaşmaya başladığı, üst kısımlarının ise hala yeşil olduğu dallar, en iyi köklenme oranına sahiptir. Sağlıklı, hastalıksız ve güçlü bir ana bitkiden çelik almak, yeni bitkilerin de sağlıklı olmasını garantiler. Çelikleri sabahın erken saatlerinde, bitkinin suyla dolu olduğu zamanlarda almak en iyisidir.

Çelik hazırlamak için, yaklaşık bir kurşun kalem kalınlığında ve 15-20 cm uzunluğunda bir dal parçası kesmelisin. Kesimi, bir yaprak boğumunun hemen altından yapmalı ve üst kısmını ise yine bir yaprak boğumunun hemen üzerinden kesmelisin. Çeliğin alt kısmındaki yaprakların tamamını ve üst kısımdaki yaprakların bir veya ikisi hariç kalanını temizlemelisin. Kalan birkaç yaprak, çeliğin fotosentez yapmaya devam etmesini sağlar, ancak çok fazla yaprak bırakmak su kaybını artırarak köklenmeyi zorlaştırabilir.

Köklenmeyi teşvik etmek için, çeliğin alt ucunu köklendirme hormonuna batırmak oldukça faydalıdır. Toz veya sıvı formda bulunan bu hormonlar, çeliğin daha hızlı ve daha güçlü kökler geliştirmesine yardımcı olur. Köklendirme hormonu kullanmak zorunlu olmasa da, başarı oranını önemli ölçüde artırır. Hormonu uyguladıktan sonra, çeliği fazla tozunu hafifçe silkeleyerek dikime hazır hale getirebilirsin. Bu adım, özellikle köklenmesi zor olan bitki türlerinde büyük fark yaratabilir.

Hazırladığın çelikleri, iyi drene olan bir köklendirme ortamına dikmelisin. Eşit oranlarda perlit ve torf karışımı bu iş için idealdir. Küçük saksıları veya tepsileri bu karışımla doldurduktan sonra, bir kalem veya çubuk yardımıyla delikler aç ve çelikleri bu deliklere, yaklaşık üçte biri toprağın altında kalacak şekilde yerleştir. Toprağı çeliğin etrafında hafifçe sıkıştır ve can suyu ver. Çeliklerin etrafında nemli bir ortam oluşturmak için saksının üzerini şeffaf bir plastik torba veya kesilmiş bir pet şişe ile kapatabilirsin. Bu mini sera, çeliklerin kurumasını önler ve köklenmeyi destekler. Çelikleri doğrudan güneş ışığı almayan, aydınlık bir yerde tutmalı ve topraklarının sürekli hafif nemli kalmasını sağlamalısın.

Daldırma ile çoğaltma yöntemi

Daldırma ile çoğaltma, özellikle yayılıcı ve tırmanıcı güller gibi esnek dallara sahip bitkiler için son derece basit ve etkili bir yöntemdir. Bu tekniğin en büyük avantajı, yeni bitkinin köklenirken hala ana bitkiden beslenmeye devam etmesidir, bu da başarı oranını neredeyse %100’e çıkarır. Daldırma için en uygun zaman, bitkinin aktif olarak büyüdüğü ilkbahar veya yaz başıdır. Bu dönemde dallar hem yeterince esnektir hem de köklenme potansiyelleri yüksektir.

İşleme başlamak için, ana bitkinin yakınında toprağa kolayca eğilebilen, sağlıklı ve genç bir dal seçmelisin. Seçtiğin dalın toprağa temas edeceği noktayı belirle ve bu bölgedeki yaprakları ve dikenleri temizle. Köklenmeyi teşvik etmek için, dalın toprağa girecek olan alt kısmına keskin bir bıçakla küçük bir çizik atabilir veya kabuğun bir kısmını hafifçe sıyırabilirsin. Bu küçük yaralanma, o bölgede kök hormonlarının birikmesini ve kök oluşumunun başlamasını tetikler. İsteğe bağlı olarak bu yaralı bölgeye köklendirme hormonu da sürebilirsin.

Ardından, dalın yaraladığın kısmının toprağa temas edeceği yere küçük bir hendek kaz. Yaklaşık 10-15 cm derinlik yeterli olacaktır. Dalı bu hendeğe yatır ve U şeklinde bir tel veya bir taş yardımıyla toprağa sabitle, böylece yerinden oynamaz. Dalın ucunun ise topraktan dışarıya, yukarı doğru bakacak şekilde kalmasına dikkat et. Hendeği verimli toprakla doldur ve hafifçe bastır. Bu bölgenin sürekli nemli kalmasını sağlamak için düzenli olarak sulamalı, ancak aşırı sudan kaçınmalısın.

Köklenme süreci genellikle birkaç aydan bir yıla kadar sürebilir. Dalın köklenip köklenmediğini anlamak için, toprağa gömdüğün kısmı hafifçe çekerek kontrol edebilirsin; eğer bir direnç hissediyorsan köklenme başlamış demektir. Yeni bitki yeterince güçlü bir kök sistemi geliştirdiğinde, artık ana bitkiden ayrılmaya hazırdır. Keskin bir budama makasıyla yeni bitkiyi ana dala bağlandığı yerden keserek ayırabilirsin. Artık bağımsız olan bu yeni gülü, dikkatlice topraktan çıkarıp bahçenin başka bir yerine dikebilir veya bir saksıya alarak daha da güçlenmesini bekleyebilirsin.

Bunları da beğenebilirsin