Share

Sarıçam dikimi ve çoğaltılması

Daria · 07.04.2025.

Sarıçam dikimi ve çoğaltılması, bu dayanıklı ve estetik ağacı bahçelere veya daha geniş peyzaj alanlarına kazandırmanın temel adımlarını oluşturur. Başarılı bir dikim süreci, doğru yer ve zaman seçiminin yanı sıra, fidanın toprağa özenle yerleştirilmesini gerektirir. Çoğaltma ise, mevcut bir ağaçtan yeni bireyler elde etme sanatıdır ve tohum, çelik veya aşı gibi farklı yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Her iki süreç de dikkat, sabır ve bitkinin biyolojisine dair temel bir anlayış gerektirir. Bu adımları doğru bir şekilde takip etmek, genç fidanların sağlıklı bir başlangıç yapmasını ve yıllar boyunca güçlü bir şekilde büyümesini garanti altına alır.

Dikim işlemi, genç bir fidanın gelecekteki sağlığını belirleyen en kritik aşamadır. Fidanın kök sisteminin zarar görmeden yeni yerine adapte olması, başarılı bir dikimin anahtarıdır. Bu süreç, sadece bir çukur kazıp fidanı içine yerleştirmekten çok daha fazlasını ifade eder. Toprağın hazırlanması, dikim çukurunun boyutları, fidanın dikim derinliği ve dikim sonrası can suyu gibi detaylar, fidanın strese girmeden yeni ortamına alışmasını sağlar. Yanlış yapılan bir dikim, fidanın yıllarca süren bir adaptasyon sorunu yaşamasına veya hatta ölmesine neden olabilir.

Çoğaltma yöntemleri ise farklı avantajlar ve zorluklar sunar. Tohumdan çoğaltma, genetik çeşitlilik sağlar ve büyük miktarlarda fidan üretimi için uygundur, ancak fidanların olgunlaşması uzun zaman alır. Çelikle çoğaltma, ana bitkinin birebir kopyalarını oluşturur ve belirli bir çeşidin özelliklerini korumak için idealdir, fakat çam türlerinde köklenmesi zor olabilir. Aşı ise, genellikle özel çeşitlerin veya daha güçlü bir anaç üzerine istenen özelliklere sahip bir türün eklenmesi amacıyla kullanılır ve uzmanlık gerektiren bir tekniktir. Hangi yöntemin seçileceği, amaca, mevcut imkanlara ve tecrübe seviyesine bağlıdır.

Hem dikim hem de çoğaltma süreçlerinde hijyen çok önemlidir. Kullanılan aletlerin (kürek, budama makası, aşı bıçağı vb.) temiz ve steril olması, fidanlara hastalık bulaşma riskini en aza indirir. Özellikle çoğaltma sırasında yapılan kesiklerin temiz olması, köklenme veya aşı tutma başarısını doğrudan etkiler. Bu temel prensiplere bağlı kalmak, sarıçam yetiştirme sürecindeki başarı oranını önemli ölçüde artıracaktır.

Dikim için doğru zaman ve yerin seçilmesi

Sarıçam fidanlarının dikimi için en ideal zaman, ağacın dinlenme döneminde olduğu sonbahar veya ilkbahar aylarıdır. Sonbahar dikimi (eylül-ekim), toprağın hala sıcak olması sayesinde fidanın kış gelmeden önce yeni yerine kök salmaya başlamasına olanak tanır. İlkbahar dikimi (mart-nisan) ise, don tehlikesi geçtikten sonra ve yaz sıcakları başlamadan önce yapılmalıdır. Bu dönem, fidanın tüm büyüme sezonu boyunca kök sistemini geliştirmesi için zaman kazandırır. Aşırı sıcak veya donmuş toprağa dikim yapmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır, çünkü bu koşullar fidan için büyük bir şok etkisi yaratır.

Yer seçimi, dikim başarısı ve ağacın uzun vadeli sağlığı için kritik bir faktördür. Sarıçamlar, tam güneş ışığı alan, günde en az altı saat doğrudan güneş gören yerleri tercih eder. Yetersiz ışık, ağacın zayıf ve seyrek bir yapıya sahip olmasına yol açar. Ayrıca, toprağın iyi drene olması hayati önem taşır. Su birikintisi olan, ağır killi topraklardan kaçınılmalıdır, çünkü bu durum kök çürümelerine neden olur. İdeal toprak, kumlu-tınlı ve hafif asidik bir yapıya sahiptir.

Dikim yapılacak alanın, ağacın gelecekteki boyutları düşünülerek seçilmesi gerekir. Sarıçamlar zamanla oldukça büyüyebilen ağaçlardır, bu nedenle binalardan, yollardan, elektrik hatlarından ve diğer ağaçlardan yeterli mesafede dikilmelidirler. Bu, ileride budama ihtiyacını azaltır ve ağacın doğal formunu sergilemesine olanak tanır. Kök sisteminin de yayılacağı alan göz önünde bulundurulmalı ve yeraltı boru hatları veya temeller gibi yapılara yakın dikim yapılmamalıdır.

Rüzgar ve hava sirkülasyonu da dikkate alınması gereken diğer faktörlerdir. Sarıçamlar rüzgara genel olarak dayanıklı olsalar da, genç fidanlar kuvvetli rüzgarlardan korunmalıdır. İyi hava sirkülasyonu olan bir yer, mantar hastalıkları riskini azaltır. Bu nedenle, havanın durgun olduğu kapalı veya çukur alanlar yerine, hafif esintili açık alanlar tercih edilmelidir. Tüm bu faktörlerin bir arada değerlendirilmesi, fidanın sağlıklı bir başlangıç yapması için en uygun ortamı yaratacaktır.

Dikim tekniği ve adımları

Dikim işlemine başlamadan önce fidanın kök sistemi hazırlanmalıdır. Eğer fidan saksıdaysa, saksıdan dikkatlice çıkarılmalı ve birbirine dolanmış kökler (kök topu) elle nazikçe gevşetilmelidir. Bu, köklerin yeni toprağa daha kolay yayılmasını sağlar. Kökleri çıplak olan fidanlar ise dikimden önce birkaç saat suda bekletilerek nemlendirilebilir. Kuru veya hasar görmüş kök uçları varsa, temiz bir makasla kesilmelidir.

Dikim çukuru, fidanın kök topunun en az iki katı genişliğinde ve bir miktar daha derin olacak şekilde kazılmalıdır. Geniş bir çukur kazmak, köklerin sıkışmış toprağa değil, gevşek bir ortama yayılmasına olanak tanır. Çukurun dibi bir çapa yardımıyla gevşetilebilir. Çukurdan çıkan toprağın bir kısmı, iyi yanmış ahır gübresi veya kompost ile karıştırılarak zenginleştirilebilir. Bu, fidanın ilk aylarında ihtiyaç duyacağı besinleri sağlayacaktır.

Fidan, çukura yerleştirilirken dikim derinliğine özellikle dikkat edilmelidir. Fidanın kök boğazı, yani köklerin gövdeyle birleştiği nokta, çevreleyen toprak seviyesi ile aynı hizada veya çok az üzerinde olmalıdır. Fidanı çok derine dikmek, kök boğazının çürümesine ve ağacın ölümüne neden olabilir. Fidan dik olarak çukurun ortasına yerleştirildikten sonra, hazırlanan toprak karışımı ile çukur doldurulur. Toprak doldurulurken, kökler arasında hava boşluğu kalmaması için hafifçe sıkıştırılmalıdır.

Dikim işlemi tamamlandıktan sonra, fidanın etrafına topraktan küçük bir set (sulama yastığı) oluşturulmalıdır. Bu, verilen suyun dağılmadan doğrudan kök bölgesine ulaşmasını sağlar. Ardından, fidan bol miktarda “can suyu” ile sulanmalıdır. Bu ilk sulama, toprağın köklerin etrafına iyice yerleşmesini ve hava boşluklarının kapanmasını sağlar. Dikim sonrası ilk birkaç hafta boyunca toprağın sürekli nemli tutulması, fidanın yeni yerine adaptasyonu için kritik öneme sahiptir.

Tohumdan çoğaltma

Sarıçamı tohumdan çoğaltmak, sabır gerektiren ancak ödüllendirici bir süreçtir. İlk adım, kaliteli ve canlı tohumlar elde etmektir. Tohumlar, olgunlaşmış (genellikle ikinci yılında) ve henüz açılmamış kozalaklardan toplanmalıdır. Kozalaklar kuru ve sıcak bir yerde bekletildiğinde, pulları açılarak tohumların dökülmesini sağlar. Toplanan tohumların canlı olup olmadığını anlamak için suya atılabilir; genellikle dibe çöken tohumlar canlı, yüzenler ise boştur.

Sarıçam tohumları, çimlenmeden önce soğuk katlama (stratifikasyon) olarak bilinen bir dinlenme sürecine ihtiyaç duyar. Bu, doğadaki kış koşullarını taklit ederek tohumun çimlenme engelini ortadan kaldırır. Soğuk katlama için tohumlar, nemli torf veya kum ile karıştırılarak bir poşete konulur ve buzdolabında (+1 ila +5 °C) yaklaşık 30 ila 60 gün arasında bekletilir. Bu süreç boyunca karışımın nemli kalmasına ancak ıslak olmamasına dikkat edilmelidir.

Soğuk katlama süreci tamamlandıktan sonra tohumlar ekime hazırdır. Ekim için iyi drene olan, steril bir fide toprağı karışımı kullanılmalıdır. Küçük saksılar veya fide tepsileri bu karışımla doldurulur. Her bir saksıya bir veya iki tohum ekilir ve üzerleri yaklaşık yarım santimetre kalınlığında toprakla kapatılır. Ekim sonrası toprak, bir sprey şişesi yardımıyla nazikçe nemlendirilir. Saksıların üzeri, nemi korumak için şeffaf bir plastik kapak veya streç film ile örtülebilir.

Çimlenme, genellikle 20-22 °C sıcaklıkta ve aydınlık bir ortamda birkaç hafta içinde gerçekleşir. Fideler filizlendikten sonra üzerlerindeki kapak kaldırılmalı ve dolaylı ışık alan, havadar bir yere alınmalıdır. Fideler büyüdükçe, en güçlü olanı bırakılarak diğerleri seyreltilir. Sulama, toprağın üst kısmı kurudukça yapılmalı ve aşırı sulamadan kaçınılmalıdır. Fideler yeterince büyüyüp güçlendiğinde (genellikle bir veya iki yıl sonra), dikkatlice daha büyük saksılara veya korunaklı bir dış mekana şaşırtılabilir.

Çelikle çoğaltma

Sarıçam gibi iğne yapraklı türlerin çelikle çoğaltılması, yaprak döken ağaçlara göre daha zordur ancak imkansız değildir. Bu yöntem, özellikle belirli bir çeşidin genetik özelliklerini korumak istendiğinde tercih edilir. Çelikler, genellikle yaz sonu veya sonbahar başında, o yılın yeni sürgünlerinden alınmalıdır. Yarı odunlaşmış, sağlıklı ve hastalıksız sürgünler seçilmelidir. Yaklaşık 10-15 cm uzunluğunda kesilen çeliklerin alt kısmındaki iğneler temizlenir.

Çeliklerin köklenmesini teşvik etmek için, alt uçları bir köklendirme hormonuna batırılabilir. Bu, kök oluşum sürecini hızlandırır ve başarı oranını artırır. Hazırlanan çelikler, perlit, vermikülit ve torf karışımı gibi iyi drene olan, havadar bir köklendirme ortamına dikilir. Çeliklerin yaklaşık üçte biri toprağın içine girecek şekilde yerleştirilir ve etrafındaki toprak hafifçe sıkıştırılır.

Köklenme süreci boyunca yüksek nem ortamı sağlamak kritik öneme sahiptir. Bu, çeliklerin dikildiği saksıların üzerini şeffaf bir plastik poşetle kapatarak veya bir mini sera kullanarak sağlanabilir. Ortamın aydınlık ancak doğrudan güneş ışığı almayan bir yerde tutulması gerekir. Toprağın sürekli hafif nemli kalması sağlanmalı, ancak aşırı ıslak olmamalıdır. Köklenme, birkaç aydan bir yıla kadar sürebilen yavaş bir süreçtir.

Çeliklerin köklenip köklenmediğini anlamak için hafifçe çekilerek kontrol edilebilir; eğer bir direnç hissediliyorsa köklenme başlamış demektir. Köklenen çelikler, yeni sürgün vermeye başladığında, yavaş yavaş dış ortam koşullarına alıştırılmalıdır (aklimatizasyon). Bu, üzerlerindeki plastik örtünün kademeli olarak kaldırılmasıyla yapılır. Yeterince güçlü bir kök sistemi geliştiren yeni fidanlar, daha sonra bireysel saksılara veya kalıcı yerlerine dikilebilir.

Aşı ile çoğaltma

Aşı, iki farklı bitki parçasının (anaç ve kalem) birleştirilerek tek bir bitki olarak büyümelerinin sağlandığı özel bir çoğaltma tekniğidir. Sarıçamda aşı, genellikle yavaş büyüyen, cüce veya özel iğne rengine sahip çeşitleri, daha güçlü ve hastalıklara dayanıklı bir anaç (kök sistemi) üzerine uygulamak için kullanılır. Bu yöntem, ana bitkinin istenen özelliklerini birebir korurken, aynı zamanda güçlü bir kök sisteminin avantajlarından faydalanmayı sağlar. Aşı, teknik bilgi ve el becerisi gerektiren ileri bir yöntemdir.

Aşı için en uygun zaman, bitkilerin dinlenme döneminde olduğu kış sonu veya büyümenin henüz başlamadığı ilkbahar başıdır. Anaç olarak genellikle aynı türden (Pinus sylvestris) veya uyumlu başka bir çam türünden yetiştirilmiş 2-3 yıllık sağlıklı fidanlar kullanılır. Aşı kalemi ise, çoğaltılmak istenen çeşidin bir yıllık sürgünlerinden alınır. Kalemin, anaçla benzer kalınlıkta olması, aşı başarısı için önemlidir. Kullanılacak tüm aletlerin (özellikle aşı bıçağının) son derece keskin ve steril olması gerekir.

Sarıçamda en yaygın kullanılan aşı yöntemlerinden biri yandan aşıdır. Bu teknikte, anacın gövdesinde toprağa yakın bir yerden, kabuk ve odunda aşağı doğru eğimli bir kesik yapılır. Aşı kaleminin alt ucu ise her iki tarafından yontularak kama şekline getirilir. Hazırlanan kalem, anacta açılan yarığa, kambiyum dokuları (kabuk ile odun arasındaki canlı tabaka) birbirine denk gelecek şekilde sıkıca yerleştirilir. Kambiyum dokularının teması, kaynaşmanın gerçekleşmesi için hayati önem taşır.

Aşı noktası, aşı bandı veya benzeri bir malzeme ile hava almayacak şekilde sıkıca sarılır. Bu sarma işlemi, hem aşı parçalarını bir arada tutar hem de yaranın kurumasını ve enfeksiyon kapmasını engeller. Aşılanmış bitki, aşı tutana kadar serin, nemli ve doğrudan güneş ışığından korunmuş bir ortamda tutulmalıdır. Aşı tuttuğunda (genellikle birkaç hafta sonra kalemden yeni sürgünler çıkmaya başlar), anacın aşı noktasının üzerindeki kendi tepesi kademeli olarak kesilerek, tüm büyüme gücünün aşı kalemine yönlendirilmesi sağlanır.

📷  Arnstein RønningCC BY 3.0, via Wikimedia Commons

Bunları da beğenebilirsin