Share

Fasulye ekimi ve çoğaltılması

Daria · 25.07.2025.

Fasulye ekimi ve çoğaltılması, başarılı bir tarımsal üretimin temelini oluşturan kritik aşamalardır. Bu süreç, doğru zamanlamanın belirlenmesinden, kaliteli tohum seçimine, uygun ekim tekniklerinin uygulanmasından, bitkiler için ideal büyüme koşullarının yaratılmasına kadar bir dizi önemli adımı içerir. Her bir adım, bitkinin sağlıklı bir başlangıç yapmasını, güçlü bir kök sistemi geliştirmesini ve nihayetinde bol ve kaliteli bir ürün vermesini doğrudan etkiler. Bu nedenle, yetiştiricilerin ekim ve çoğaltma sürecindeki her detaya özen göstermesi, tüm sezonun verimliliği açısından hayati bir rol oynar. Fasulyenin genetik çeşitliliği, farklı ekim yöntemlerine ve çoğaltma stratejilerine olanak tanır, bu da her bahçıvanın kendi koşullarına en uygun metodu seçmesini mümkün kılar.

Fasulye, sıcak iklim bitkisi olduğu için toprak ve hava sıcaklığı ekim zamanlamasında belirleyici faktörlerdir. Ekim için en önemli koşul, don tehlikesinin tamamen ortadan kalkmış olmasıdır. Genç fasulye fideleri dona karşı son derece hassastır ve en ufak bir soğuk hava dalgası bile onlara ciddi zarar verebilir. Toprak sıcaklığı, tohumun sağlıklı bir şekilde çimlenmesi için kritik bir diğer unsurdur. İdeal olarak, toprak sıcaklığının en az 15-16°C’ye ulaşmış olması gerekir. Daha düşük sıcaklıklarda tohumlar ya hiç çimlenmez ya da çimlenme süresi uzar ve bu da tohumların toprakta çürüme riskini artırır.

Bölgenin iklim özelliklerine göre ekim takvimi oluşturulmalıdır. Ilıman bölgelerde genellikle ilkbaharın ortalarından sonlarına doğru (Nisan sonu – Mayıs) ekim yapılır. Daha uzun ve sıcak bir büyüme mevsimine sahip bölgelerde ise ekim daha erken başlayabilir ve hatta yaz ortasında ikinci bir ekim yaparak sonbaharda tekrar ürün almak mümkün olabilir. Sıralı ekim, yani her iki üç haftada bir küçük partiler halinde ekim yapmak, hasat süresini uzatmak ve sezon boyunca sürekli taze fasulye elde etmek için akıllıca bir stratejidir. Bu yöntem, tüm ürünün aynı anda olgunlaşmasını önleyerek hasat ve işleme yükünü de hafifletir.

Ekim zamanını belirlerken fasulye çeşidinin olgunlaşma süresi de dikkate alınmalıdır. Tohum paketlerinin üzerinde genellikle “hasada kadar geçen gün” bilgisi yer alır. Bu bilgi, ekim tarihinden itibaren bitkinin ne kadar sürede ürün vermeye başlayacağını gösterir. Bu süreyi bölgenin ilk sonbahar don tarihleriyle karşılaştırarak, bitkinin olgunlaşmak için yeterli zamana sahip olup olmayacağını hesaplamak önemlidir. Özellikle kısa büyüme mevsimine sahip bölgelerde, erken olgunlaşan çeşitleri tercih etmek daha güvenli bir seçenektir.

Fasulye, genel olarak tam güneş alan yerleri sever ve günde en az 6-8 saat doğrudan güneş ışığına ihtiyaç duyar. Ekim yapılacak alanın bu kritere uygun olması gerekir. Ayrıca, seçilen alanın rüzgardan korunaklı olması da bitkilerin daha sağlıklı büyümesine yardımcı olur. Toprağın iyi drene olması, yani suyun birikmeden akıp gitmesi de kök çürümelerini önlemek için hayati öneme sahiptir. Ekimden önce toprağın yabancı otlardan arındırılması ve organik madde ile zenginleştirilmesi, fidelerin güçlü bir başlangıç yapmasını sağlar.

Tohum seçimi ve ön hazırlık

Başarılı bir fasulye üretiminin ilk adımı, yüksek kaliteli ve sağlıklı tohumların seçilmesidir. Tohumlar, verimin genetik potansiyelini taşır, bu nedenle güvenilir ve sertifikalı tohum tedarikçilerinden alışveriş yapmak önemlidir. Sertifikalı tohumlar, genellikle hastalıklara karşı test edilmiş, yüksek çimlenme oranına sahip ve çeşit saflığı garantilenmiş tohumlardır. Kendi bahçenizden tohum ayırıyorsanız, en sağlıklı ve en verimli bitkilerden tohum almaya özen göstermelisiniz. Hibrit (F1) çeşitlerden alınan tohumların bir sonraki nesilde aynı özellikleri göstermeyeceğini unutmamak gerekir.

Tohum seçimi yaparken, yetiştirilecek bölgenin iklim koşullarına ve toprak yapısına uygun, hastalıklara dayanıklı çeşitleri tercih etmek akıllıca olacaktır. Ayrıca, bodur (oturak) veya sırık (sarmaşık) fasulye tiplerinden hangisinin bahçe düzenine daha uygun olduğuna karar verilmelidir. Bodur çeşitler daha az yer kaplar ve destek istemezken, sırık çeşitleri dikey alandan faydalanarak birim alanda daha fazla ürün verebilir ve genellikle daha uzun bir hasat dönemi sunar. Renk, şekil ve kullanım amacı (taze, kuru, konserve) gibi faktörler de çeşit seçiminde rol oynar.

Ekim öncesi tohumlara bazı ön hazırlık işlemleri uygulamak, çimlenmeyi hızlandırabilir ve daha homojen bir fide çıkışı sağlayabilir. En yaygın yöntemlerden biri, tohumları ekimden bir gece önce ılık suda bekletmektir. Bu işlem, sert tohum kabuğunun yumuşamasına ve tohumun daha kolay su alarak çimlenme sürecini başlatmasına yardımcı olur. Genellikle 8 ila 12 saatlik bir ıslatma süresi yeterlidir. Ancak, tohumları çok uzun süre suda bırakmak, oksijensiz kalarak boğulmalarına ve çürümelerine neden olabileceği için dikkatli olunmalıdır.

Fasulye, baklagiller familyasının bir üyesi olarak, köklerinde havadaki serbest azotu bağlayan Rhizobium bakterileri ile simbiyotik bir ilişki kurar. Eğer ekim yapılacak tarlada daha önce uzun yıllar fasulye yetiştirilmediyse, topraktaki yararlı bakteri popülasyonu yetersiz olabilir. Bu durumda, tohumları ekmeden önce uygun Rhizobium bakteri kültürü (aşı) ile kaplamak, bitkinin azot bağlama kapasitesini önemli ölçüde artırır. Bu işlem, bitkinin daha sağlıklı büyümesini, daha yeşil yapraklara sahip olmasını ve daha yüksek verim vermesini sağlar. Aşılanmış tohumlar, kaplamanın canlılığını korumak için doğrudan güneş ışığından uzakta ve serin bir ortamda muhafaza edilmelidir.

Ekim yöntemleri ve derinliği

Fasulye tohumları doğrudan bahçeye veya tarlaya ekilebilen bitkilerdir; genellikle fideleme ve şaşırtma işlemine ihtiyaç duymazlar. Doğrudan ekim, köklerin rahatsız edilmeden gelişmesine olanak tanıdığı için tercih edilen bir yöntemdir. Ekim yapılacak toprak, önceden hazırlanmış, tırmıklanarak düzeltilmiş ve hafifçe nemlendirilmiş olmalıdır. Kuru toprağa ekim yapmak, çimlenme için gerekli olan nemin tohum tarafından alınmasını geciktirir. Ekim için en ideal zaman, havanın sakin ve bulutlu olduğu bir gündür.

Ekim derinliği, tohumun boyutu ve toprak yapısına göre ayarlanmalıdır. Genel bir kural olarak, tohumlar kendi kalınlıklarının yaklaşık 2-3 katı derinliğe ekilmelidir. Fasulye için bu genellikle 2.5 ila 5 cm arasında bir derinliğe tekabül eder. Hafif ve kumlu topraklarda nem daha çabuk kaybolduğu için tohumlar biraz daha derine (yaklaşık 4-5 cm) ekilebilir. Ağır ve killi topraklarda ise daha sığ bir ekim (yaklaşık 2.5-3 cm) yapmak, fidenin toprak yüzeyine çıkmasını kolaylaştırır. Tohumların çok derine ekilmesi, fidenin yüzeye ulaşmak için fazla enerji harcamasına ve zayıf düşmesine neden olabilirken, çok sığ ekilmesi ise tohumun kurumasına veya kuşlar tarafından yenmesine yol açabilir.

Ekim işlemi, hazırlanan sıralara tohumların tek tek bırakılmasıyla yapılır. Bunun için bir çapa veya el tırmığı yardımıyla uygun derinlikte bir çizgi (karık) açılır. Tohumlar belirlenen aralıklarla bu çizgiye yerleştirilir ve ardından üzeri toprakla dikkatlice kapatılır. Toprağın tohumla iyi temas etmesi için ekimden sonra üzeri hafifçe bastırılabilir. Bu, tohumun nemi daha iyi almasına yardımcı olur. Ekim tamamlandıktan sonra, toprak yüzeyini bozmayacak şekilde nazikçe, süzgeçli bir sulama kabı veya ince püskürtmeli bir hortum ile sulama yapılmalıdır.

Alternatif bir ekim yöntemi, özellikle küçük alanlarda veya düzensiz bahçelerde kullanılan “ocak usulü” ekimdir. Bu yöntemde, tek tek sıralar yerine, belirli aralıklarla küçük çukurlar (ocaklar) açılır. Her bir ocağa 3-4 adet tohum bırakılır ve üzeri toprakla kapatılır. Fideler çıktıktan sonra, her ocakta en güçlü bir veya iki fide bırakılarak seyreltme yapılır. Bu yöntem, özellikle sırık fasulyelerin destek sırıklarının etrafına ekim yapmak için oldukça pratiktir ve bitkilerin bir arada büyüyerek birbirine destek olmasını sağlar.

Sıra ve bitki aralıkları

Fasulye yetiştiriciliğinde doğru sıra ve bitki aralıklarının ayarlanması, verimlilik ve bitki sağlığı açısından büyük önem taşır. Yeterli aralık bırakmak, her bitkinin güneş ışığı, su ve besin maddelerinden en iyi şekilde faydalanmasını sağlar. Aynı zamanda, bitkiler arasında iyi bir hava sirkülasyonu oluşturarak yaprakların daha çabuk kurumasına yardımcı olur ve bu da mantar hastalıklarının gelişme riskini önemli ölçüde azaltır. Sık ekim, bitkiler arasında rekabete yol açar, büyümeyi yavaşlatır ve sonuç olarak daha zayıf bitkiler ve daha düşük verimle sonuçlanır.

Bodur (oturak) fasulye çeşitleri için genellikle sıra arası mesafenin 45 ila 60 cm arasında olması tavsiye edilir. Aynı sıra üzerindeki bitkiler arasındaki mesafe ise 7 ila 10 cm olmalıdır. Bu aralıklar, bitkilerin yan dallar oluşturarak rahatça gelişmesi ve sıralar arasında bakım, çapalama ve hasat işlemlerinin kolayca yapılabilmesi için yeterli alanı sağlar. Bazı bahçıvanlar, yabancı ot kontrolünü kolaylaştırmak ve daha yoğun bir bitki örtüsü oluşturmak için çift sıralı ekim tekniğini kullanır. Bu teknikte, birbirine yaklaşık 20-25 cm mesafede iki sıra ekilir ve bu çift sıralı bloklar arasında daha geniş bir yürüme yolu (yaklaşık 60-70 cm) bırakılır.

Sırık (sarmaşık) fasulye çeşitleri ise dikey olarak büyüdükleri için farklı bir yerleşim düzeni gerektirir. Sırık fasulyelerde sıra arası mesafe genellikle 90 ila 120 cm arasında tutulur. Bu geniş aralık, bitkilerin güneşi engellemeden tırmanabilmesi ve hasat için sıralar arasında rahatça hareket edilebilmesi için gereklidir. Sıra üzerindeki bitki aralığı ise 15 ila 20 cm olabilir. Eğer ocak usulü ekim yapılıyorsa, her ocağın arasına yaklaşık 30-40 cm mesafe bırakılır ve her ocağa 3-4 tohum ekilir. Destek sisteminin (sırık, çadır, ağ) türüne göre bu mesafeler ayarlanmalıdır.

Doğru aralıkların belirlenmesi, sadece verimliliği değil, aynı zamanda hastalık ve zararlı yönetimini de kolaylaştırır. Bitkiler birbirine çok yakın olduğunda, nemli ve durgun bir mikro iklim oluşur. Bu ortam, külleme, pas ve beyaz çürüklük gibi mantar hastalıklarının hızla yayılması için ideal koşulları yaratır. Ayrıca, yaprak bitleri veya fasulye böcekleri gibi zararlıların bir bitkiden diğerine geçişi de kolaylaşır. Yeterli aralık bırakmak, bitkilerin daha dirençli olmasını sağlar ve sprey uygulaması gerektiğinde ilacın tüm bitki yüzeyine ulaşmasını kolaylaştırır.

Tohumdan çoğaltma ve vejetatif yöntemler

Fasulyenin en yaygın ve pratik çoğaltma yöntemi tohumla üretimdir, yani generatif çoğaltmadır. Bu yöntem, genetik çeşitliliğin korunmasını sağlar ve büyük ölçekli üretim için en ekonomik yoldur. Tohumlar, bitkinin olgunlaşmış ve kurumuş baklalarından elde edilir. Tohumluk olarak ayrılacak fasulyeler, en sağlıklı, hastalıksız ve çeşidin tipik özelliklerini en iyi şekilde gösteren bitkilerden seçilmelidir. Bu seçilim, gelecek nesillerde istenen özelliklerin devam ettirilmesine yardımcı olur.

Tohumdan çoğaltma, açık tozlanan (ata tohumu) çeşitler için oldukça basittir. Bu çeşitlerden alınan tohumlar, ana bitkinin özelliklerini büyük ölçüde korur. Ancak, farklı fasulye çeşitleri yan yana ekildiğinde aralarında çapraz tozlaşma meydana gelebilir. Bu durum, tohumların genetik saflığını bozabilir ve bir sonraki yıl ekildiğinde beklenmedik özelliklere sahip bitkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Tohumluk üretiminde genetik saflığı korumak için, farklı çeşitler arasında belirli bir izolasyon mesafesi bırakmak veya aralarına mısır gibi yüksek boylu bitkiler ekerek fiziksel bir bariyer oluşturmak gerekir.

Hibrit (F1) tohumlardan elde edilen bitkilerin tohumları ise bir sonraki yıl ekim için uygun değildir. Hibrit tohumlar, iki farklı saf hattın melezlenmesiyle elde edilir ve “heterosis” veya “melez azmanlığı” adı verilen özellik sayesinde üstün verim ve dayanıklılık gösterirler. Ancak, bu bitkilerden alınan tohumlar (F2 nesli), genetik olarak açılıma uğrar ve sonuçta ortaya çıkan bitkiler ana bitkiden çok farklı, genellikle daha düşük verimli ve değişken özelliklere sahip olur. Bu nedenle, hibrit çeşitlerle üretim yapan çiftçilerin her yıl yeni tohum satın alması gerekir.

Fasulye için vejetatif çoğaltma yöntemleri (çelikleme, daldırma vb.) ticari üretimde neredeyse hiç kullanılmaz çünkü tohumla üretim çok daha kolay ve verimlidir. Vejetatif çoğaltma, ana bitkinin genetik olarak birebir aynısı olan yeni bitkiler elde etmeyi sağlar. Bu yöntemler, genellikle tohum üretmeyen veya tohumla çoğaltılması zor olan diğer bitki türleri için kullanılır. Fasulye gibi tek yıllık ve kolayca tohum bağlayan bir bitki için bu tür yöntemlere başvurmak pratik ve ekonomik değildir. Dolayısıyla, fasulye yetiştiriciliğinde çoğaltma denildiğinde akla neredeyse tamamen tohumla üretim gelir.

Bunları da beğenebilirsin